Skip to main content

Hepsinin ayrı bir hikayesi var. Hepsi çok akıllı, çok güzel, çok cana yakın ve çok azimliler. Ortak özellikleri sokaktan ya da barınaklardan özel bir görev için seçilmiş olmaları. İsimleri Kobe, Çiko, Gece, Kara, Panda, Tina; hem kanser hastalarına hem de sokaktaki diğer canlara umut olabilmek için ter döktüler. Birinci ve ikinci basamak sınavlarını başarı ile geçen sokak köpekleri terapi köpeği olma yolunda hızla ilerliyorlar…

Haber: Şükriye Tahir

Bilim İnsanı Doç. Dr. Eda Küçüktülü’nün geliştirdiği İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün desteği ile yapılan “Sokak Köpeklerini Eğitiyoruz, Hastalarımızı Tedavi Ediyoruz” projesi kapsamında, Ankara’da eğitimleri devam eden 6 sokak köpeği kanser hastalarına moral ve motivasyon sağlayabilmek için marifetlerini sergiledi. 1 Mart Cumartesi günü Ankara’da özel bir eğitim çiftliğinde gerçekleşen sınavda can dostlarımız birinci ve ikinci basamak sınavlarını başarı ile geçti. İstanbul’da daha önce başarı kazanan iki köpekle birlikte toplam sekiz sokak köpeği hastanelerde kanser hastalarına moral/motivasyon sağlamak ve onlara hastanede geçirdikleri zamanı da güzelleştirebileceklerini göstermek için gün sayıyorlar.

Projenin geliştiricisi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Doç. Dr. Eda Küçüktülü projenin detaylarından ve gelinen son aşamadan bahsederek, “Terapi köpekleri aslında tüm dünyada kullanılıyor. Çocuk hastalarda, demanslı hastalarda, ağrısı olan hastalarda ve kanser hastalarında psikolojik destek için kullanılıyor. Benim uzmanlığım kanser alanında olduğu için, ülkemizde kanser hastalarında neden kullanmıyoruz diyerek yola çıktığım bu projede, özel eğitimli bir terapi köpeği olan Mocha ile İstanbul’da kanser hastalarına gün aşırı 15 dakika vizit yapıldı. Mocha’nın hastalar üzerindeki etkisi bilimsel olarak oldukça çarpıcı çıktı. Hastaların depresyon, hastalığı kabullenememe gibi duygularına çok iyi geldiklerini, onları çok mutlu ettiklerini, hastalara enerji verdiklerini, hatta strese bağlı nabız ve tansiyonlarını düşürdüklerini gördük. Bu sonuçları gördüğümde, neden bunu sokak köpekleri ile yapmayalım diye düşündüm ve konuyla ilgili İçişleri Bakanlığımıza başvurdum, onlar da projeyi onaylayınca çalışmalarımıza başladık. 10 tane sokak köpeğini terapi köpeği olarak yetiştirme yoluna çıktık. Sınavlarda da son derece başarılı oldular ve geçtiler, şu anda hastalara psikolojik destek için hazırlar.” dedi.

“Hepsi birer kuyruklu serotonin“

Sınavı geçen sokak köpeklerinin Mart ayı içerisinde ameliyat olmuş meme kanserli hastaları ziyaret ederek onlara moral ve motivasyon sağlayacaklarını ifade eden Doç. Dr. Eda Küçüktülü, “Bu zamanda biliyorsunuz herkes mutlu olmak için antidepresan kullanmayı ya da serotonin almayı çok seviyor. Can dostlarımız da bizim kuyruklu serotoninlerimiz aslında, çünkü Afrika’da yapılan bir tez çalışmasında insanların kanlarında serotonin oranını arttırdıkları ortaya çıktı, yani ilaçların yan etkisinden vücudumuzu korurken mutluluk hormonumuzu da bu canlardan elde etmiş oluyoruz. Bundan sonraki süreçte de bu köpeklerimiz Mart ayı içerisinde meme kanserinden ameliyat olmuş hastalarımızı ziyaret edecekler. Böylece hastane vizitlerinde diğer terapi köpeklerinden bir farkları olmadıklarını da gösterecekler.” diyen Küçüktlü; “Bakanlıklarımızla sürekli irtibat halinde olduğumuz için, daha sonra tıpkı Avrupa ve Amerika’daki gibi biz de rehabilitasyon merkezlerinde, huzur evlerinde, sevgi evlerinde, hastanelerde kadrolu terapi köpekleri göreceğiz ve muhtemelen sokak köpeklerimizin çoğunu da bu alana sevk edebileceğiz.” diye sözlerine devam etti.

“Amacımız sokaktaki tüm canları projeye dahil edebilmek”

Dr. Küçüktülü bu projenin Türkiye’de yaşanan sokak köpekleri sorunu için iyi bir çözüm yolu olduğunu ifade ederek, “Biz sokaktan ya da barınaklardan, uzman köpek eğitmenleri tarafından titizlikle mizaç testine sokularak seçilen 10 çocuğumuzla yola çıktık ve kısa sürede başarılı olduklarını gördük. Bundan sonraki süreçte de amacımız sokaktaki tüm canlarımızı bu projeye dahil edebilmek. Ama bunun olabilmesi için öncelikle bu canların güvenli bir yerlere yerleştirilmesi gerekir. Çok ciddi bir ekip işi bu… Bilim insanları, Köpek Eğitmenleri, sınavları yapan uzmanlar, Tıp Doktorları, Veteriner Hekimler, psikologlar hep beraber çalışıyoruz ve bu işi kesinlikle ülkemizde oturtmak istiyoruz. Sokak köpeklerine ülkemizde ciddi bir sorun gözüyle bakılıyor. Ülkemizde biliyorsunuz sokak köpekleriyle ilgili sorunun büyüğü, çocuklarla köpeklerin arasındaki birtakım olaylar nedeniyle çıktı. Burada çok önemli bir ayrıntının altını çizmek istiyorum, mahallemizdeki köpeklerle, kırsaldaki köpekleri ayırmamız gerekiyor. Kırsalda rehabilite edilmesi gereken köpekler bu tür olaylara sebep olabiliyorlar. Onların bakımları yapılmalı, onlar rehabilite edilmeliler. Ama öte yandan mahallemizde bizimle iç içe yaşayan, sakin mizaçlı sokak köpeklerinin topluma çok ciddi faydaları dokunabilir. Aslında özellikle çocukların iletişiminde ve yetişmesinde çok önemli bir yere sahip bu köpekler… Milli Eğitim Bakanlığı’nı da işin içine bu sebeple katmak istiyoruz. Çocukların köpekler ile iletişimlerini arttırarak, onlara nasıl davranmalarını öğreterek aslında daha barışçıl, sosyal ilişkileri daha iyi, daha iletişime açık, daha paylaşımcı çocuklar yetiştirebiliriz. Yani sadece sağlık alanında değil, sağlıklı nesiller yetiştirebilmek için de çok iyi olacak bu proje.” ifadelerini kullandı.



Hem sosyal açıdan hem de temel itaat becerileri açısından sınava tâbi tutuldular…
Köpek Irkları ve Kinoloji Federasyonu Sınav Hakemi Göktan Eker sokak köpeklerinin sınavlarına dair ayrıntıları paylaşarak, “Bugün burada iki farklı sınav tipimiz vardı. İlki SKS (sosyal köpek sınavı),  köpeklerin sosyal hayattaki dikkat dağıtıcılara karşı verdikleri tepkileri ölçtüğümüz bir sınav… Bu sınavın küçük bir bölümünde de köpeklerin temel itaat becerilerini gözlemlemeye çalıştık. İkinci bölümde itaat ve refakat sınavımız vardı. Burada ileri itaat becerilerini ölçme, değerlendirmeye tabi tuttuk. Köpeklerimizi kayışlı ve kayışsız sahibi tarafından kontrol edilip edilmediklerini gözlenmedik ve değerlendirdik.” dedi.


Köpekler 70 puanın üzerine çıkarak yüksek performans sergilediler…

Sınav şartlarına da değinen Göktan Eker, “Bir sosyal köpek sınavından bahsetmek gerekirse bir köpeğin sosyal hayata girdiğinde, başka hayvana ve başka insana zarar vermemesi, sahibiyle birlikte maksimum derecede uyumlu olması gerekiyor. Bu sınav içerisinde; koşan insanlar, bisikletçiler, farklı kıyafet giymiş insanlar, spor yapan insanlar, başka köpekler, başka hayvanlar gibi durumlara köpeklerin nasıl tepki verdiğini değerlendiriyoruz. Bu sınavda 100 puan üzerinden toplam 20 adet davranışı değerlendiriyoruz. Her davranışa 1 ile 5 puan aralığında puanlama yapıyoruz. Sınavdan yeterli puanı alabilmek için minimum 70 puan almak gerekiyor. 70 ve üstte alan köpeklerimiz başarılı oluyor.
Yüksek puan alanlar da 1, 2 ve 3. şeklinde sıralanarak kupa ve sertifika alıyorlar. Sosyal köpek sınavımızda bu köpeklerimizin hepsi yüksek performans sergilediler. Büyük bir emek harcanmış, büyük bir sevgi gösterilmiş… Bu anlamda da köpekleri çalıştıran eğitmenlerini ve onları sınava hazırlamak için yoğun uğraşı veren gönüllüleri tebrik etmek lazım. Köpekle birlikte yaşam kültüründe köpeklerin aldığı eğitimlerin belgelendirilmesi oldukça önemli. Köpek Irkları ve Kinoloji Federasyonu olarak bu konuya çok önem veriyoruz. Sosyal köpek sınavından başlayıp itaat ve refakat sınavı, toplumsal yaşama uyum sınavlarını yapıyor ve köpekleri yeteneklerine göre yönlendirip köpekli sporlar, arama kurtarma gibi branşlara sevk edip bu sayede köpeklerin yaşadıkları topluma fayda sağlamalarını istiyoruz. Bu anlamda tüm köpek sahiplerimizi ve özellikle köpek eğitmenlerini bu tip sınavlara davet ediyor ve bu sınavlarda bulunmalarının hem mesleki olarak hem de toplumla birlikte yaşayan köpeklerin her kesime ne kadar fayda sağlayacağını göstermekte birlik içinde çalışmamızın başarıyı arttıracağına inanıyoruz” dedi.

“Bu proje sokak köpekleri için dev bir adım.”

Uzman Psikolog ve Davranış Bilimci Arzu Önşen Eker,” Bugün çok önemli bir gün, bizler için yaşadığımız sıradan SKS’lerden biriydi belki ama sokak köpekleri için dev bir adım ve onlara tüm toplumun bakış açısını değiştirecek bir adım. Terapi köpekleri yani psikolojik destek köpeklerinin gerçekleştirmiş olduğumuz bu ilk sınavı gösterdi ki, sokaklardaki bu kaynak ciddi olarak insanlığa fayda sağlayabilir. Hem hayvanlarımız hem insanlarımız bundan çok ciddi faydalanabilir. Bunun daha da gelişebilmesi için ciddi desteklenmesi gereken bir proje olduğu inancındayım ve İçişleri Bakanlığına, Sağlık Bakanlığına, Eda Hocama bu konuda çok teşekkür ediyorum. Çünkü bizim her zaman iddia ettiğimiz şey şuydu, her hayvanın bu hayatta var olmasının bir sebebi vardır ve bugün gördük ki; bizim sokak hayvanları dediğimiz, karma ırk dediğimiz, ırk değil dediğimiz ve ötelediğimiz hayvanlarımız aslında terapi gibi çok büyük bir amaçta destek hizmetlerde kullanılabilir. Onların cinsi, yaşı önemli değil, vermek istedikleri sevgi ve sezgisel iletişim kısmının ne kadar yüksek olduğunu gördük” dedi.

Sokak köpeklerinin eğitiminde görev alan Köpek Eğitmeni ve Davranış Uzmanı Kemal Can Oral, “Bu proje kapsamında 6 köpeği sosyal köpek sınavına sokarak daha sosyal olduklarını, çevresel etkilere karşı daha uyumlu hale geldiklerini gösterebilmek istedik. Bu çalışmalar her köpek için özel, her köpek için farklı farklı periyotlarda oluşturuldu. Bir köpekle iki ay çalıştıysak bir diğeriyle daha uzun süreler geçirdik, bir başka köpekle daha kısa eğitim süreci geçirdik… Ayrıca sokak köpekleri ikinci bir şansı hak ettikleri için onların da diğer köpekler gibi sosyal yaşama entegre olabildiklerini göstermekti amacımız, sınavlarda hepsi başarılı olarak bizi bu amacımıza ulaştırdı. Çok mutluyuz.” dedi.

İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü ile ortaklaşa yapılan bu proje kapsamında çok farklı öyküleri olan 10 sokak köpeği, terapi köpeği olarak yetiştiriliyor. Köpek eğitmenleri Cihan Akın, Kemal Can Oral ve Ahmet Kazım Müftüoğlu tarafından yetiştirilen köpekler, tüm eğitim aşamalarını tamamlayıp sertifikalarını aldıktan sonra hastanelerde kanser hastaları ile buluşacak. İlk ziyaretin Mart ayı içerisinde Ankara’da Gülhane’de yapılması planlanıyor.

Leave a Reply